Ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde yetiştirilen turunçgillerde önemli zarara yol açan Akdeniz Meyve Sineği, yarattığı zarar ve ekonomik kayıplar nedeniyle dikkat edilmesi gereken zararlıların başında gelmektedir.
Sadece ülkemizde değil dünyanın hemen hemen her yerinde yaşayış gösteren ve konukçuları oldukça fazla olan zararlının dişi sinekleri yaşamları boyunca 300 yumurta üretmesi nedeniyle bulundukları konumda hızlıca yayılış gösterirler.
Konukçu ve üremede görülen fazlalık, bitkiye verdiği büyük zarar ve dolayısıyla ekonomik yönden görülen kayıplar nedeniyle, Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele kesinlikle bilinmesi ve epeyce dikkat edilmesi gereken kısımdır.
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ (Ceratitis capitata) NEDİR?
Akdeniz Meyve Sineği(Ceratitis capitata) turunçgillerde, sert ve yumuşak çekirdekli meyvelerde görülen, ev sineğinin biraz daha küçüğü şeklinde bilinen bitki zararlısıdır.
Gelişimini tamamlamış zararlı, kahverengimsi sarı renkte olup kanat kısmında kısmen siyah ve kahverengi şekiller vardır. Gözleri oldukça büyük ve çevresi kırmızı renktedir. Boyutları 4,5-6mm uzunluğundadır. Dişilerinin abdomen(karın) kısmının sonunda yumurta bırakmayı sağlayan sivri bir uç bulunmaktadır.
Kışı geçirdikleri konukçular çoğunlukla toprak veya ağaç üzerlerinde kalan turunçgillerin içidir. Diğer meyve sinekleriyle karşılaştırıldığında daha çok serin iklim bölgelerinde yaşamlarını sürdürürler.
İklim koşullarının da etkili olduğu, ilkbahar sonuna ve yaz başına doğru çıkan Akdeniz Meyve Sineği erginleri, beslenmelerini tamamladıktan sonra yumurtalarını olgun meyvelerin kabukları altına bırakmaya başlarlar.
Yumurta oluşumu için sıcaklığın 16 derece ve yukarısında olması gerekir. Yaşam süreleri boyunca yılda 4-5 defa döl verebilmektedirler. Bu sayı bölgeye uyum sağlamış türlerde 7-8 defaya da çıkabilmektedir.
Mekik şeklinde olan yumurtalardan meydana gelen yavrular meyvenin olgun kısmıyla beslenerek büyür ve kendini toprağın 2-3cm altına atarak pupa oluşumunu başlatır. Pupalar ise koyu kahverengi ve fıçı şeklindedirler.
Akdeniz Meyve Sineği yumurta oluşum zamanından itibaren meyve üzerinde etkilerini göstermeye başlar. Yumurtaların beslendiği meyve kısımlarında yumuşama ve çöküntü meydana gelmektedir. Dolayısıyla meyveler çürüyüp yere dökülmeye başlarlar.
Bunun sonucunda ülkemizde görülen zararlıların bulunduğu bölgelerde büyük oranda ekonomik kayıplar başlar. Zararlının etki ettiği bulaşık ve vuruklu bir tane meyve olsa dahi ihracat yapılamamakta ve meyveler geri gönderilmektedir.
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ(Ceratitis capitata) HANGİ MEYVELERE ZARAR VERİR?
Özellikle turunçgiller başta olmak üzere ekşi limon hariç kayısı, şeftali, ayva, mandalina, portakal, avokado, greyfurt, Trabzon hurması ve incir gibi meyvelerde konukçu olup yaşamını devam ettirmektedir.
Diğer konukçuları ise armut, nar, ünnap benzeri meyve ağaçlarıdır.
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ İLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?
Akdeniz Meyve Sineği ülkemizde yetiştiriciliği ve önemli boyutta ihracatı yapılan birçok meyveye fazlaca zarar vermektedir. Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele bu sebeple üreticilerin bilmesi gereken önemli konuların başında gelir.
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ İLE KÜLTÜREL MÜCADELE YÖNTEMLERİ
İlk olarak meyve kontrolleri yapılır ve vuruk oluşumu olan meyveler tespit edilir. Vurukların sayısı artmadan mücadeleye başlanılması gerekmektedir.
Sitrik asit yoğunluğu fazla olan, yani meyve kabuğuna elimizi sürdüğümüz yüzeyde oluşan yakıcı, gazlı sıvı fazla olduğu zaman zararlı vuruk yapamıyor veya vuruk yapsa bile larva gelişmiyor ve yalancı olgunlaşma denilen şeye sebep oluyor.
Vuruklu, bulaşık ve yere dökülmüş meyveler toplanıp, bulunulan konumdan uzaklaştırılarak yok edilmesi gerekiyor.
Akdeniz Meyve Sineğiyle doğal mücadelelerden bir diğeri ise, yetiştiriciliği yapılan ana turunçgilin yanında zararlının sekonder konukçusu olan örneğin incir, Trabzon hurması gibi çeşitlerin tercih edilmemesidir. Tek tip meyve ağacı seçilmeli ve Akdeniz Meyve Sineğinin popülasyonu bu sayede azaltılmalıdır.
Bunların yanı sıra hasat sonunda ağaç üzerlerinde ve toprakta meyve bırakılmamalıdır.
Kışı toprak altında geçiren pupaların yaşamını devam ettirmemeleri için toprağın sürülmesi de dikkat edilmesi gereken unsurlardandır.
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ İLE KİMYASAL MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Öncelikle mücadeleye başlama zamanı iyi belirlenmeli ve ona göre tuzaklar yerleştirilmelidir. Erkenci çeşitlerin olduğu bahçelerde ağustos ayının sonu, eylül ayının başı olmak üzere cezbedici içeriği bulunan plastik tuzaklar veya feromon tuzaklar ağaçlara asılır.
Tuzaklar sık sık imkan varsa her gün kontrol edilmelidir. Tuzaklarda zararlılar görünse bile kimyasal mücadeleye başlamak için meyvede vuruk oluşumu da görülmesi gerekir.
İlaçlamalarda ise önerildiği dozda ‘zehirli yem kısmi dal ilaçlama yöntemi’ kullanılmalıdır. Bu ilaçlama yönteminde, ağaçların güneydoğu yönünde bulunan belirli bir alanına doğru ilaçlama yapılır. Zararlı cezbediciler yardımıyla belirlediğimiz bu alana gelir ve burada ölürler.
İlaçlanan ağacın sırasındaki ağaç atlanılarak ilaçlamaya devam edilir.
Akdeniz Meyve Sineği ile kimyasal mücadele bitme aşamasına gelindiği sıralarda tuzaklarda hala sinek bulunuyorsa 7-10 gün ara ile hasada 10 gün kalana kadar ilaçlama çalışmaları devam eder. Ancak günlük sıcaklıklar 16 derecenin altına düşerse ilaçlama yapılmaya gerek yoktur.
Kullanımı önerilen preparatlar ve dozları için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitki Koruma Ürünleri Web sayfası ziyaret edilmelidir.