ET FİYATI 2 AYDA YÜZDE 50 ARTTI
Yılbaşından beri konuşulan ve bir anda yaşanan fiyat artışıyla dikkatleri üzerine çeken kırmızı et, herkesin dilinde. Öyle ki yılbaşından bugüne et fiyatları yüzde 50’den fazla arttı.
Önceleri kilolarla et alan vatandaş şimdi bırakın almayı, et tezgahlarının yanına yaklaşmaya dahi korkar oldu. Peki ne oldu da et fiyatları bir anda uçuşa geçti?
BİR YILDA OLMASI GEREKEN ARTIŞ 2 AYDA GERÇEKLEŞTİ
Aslında besiciler aylardır seslerini duyurmaya çalışıyordu. “Artan maliyet yükü altında zarar ediyoruz, yetkililer sesimizi duysun ve bize yardım etsin diye ancak seslerini duyan olmadı. Öyle ki sonbaharda 120 lira maliyeti olan karkas eti 90 TL’ye satan besicilerin çoğu kestirdiği hayvanın yerine yenisini alamadı. Ahırlardaki kapasite yüzde 50 düştü.”
Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazlı Yalçındağ: “Bir yılda olması gereken artış, 2 ayda oldu” dedi.
Bu durumdan kasapların da olumsuz etkilendiğini söyleyen Yalçındağ: “Hemen her hafta alışlarımıza 5-10 lira zam geliyor. Yılbaşında 120-130 lira bandında olan karkas fiyatları bugün neredeyse 2 kat artmış durumda” dedi.
ET VE SÜT KURUMU, ANKARA’DA MARKETLERE İNDİRİMLİ KARKAS ET TEMİN EDECEK
Kıyma ve kuşbaşının kilogram fiyatı 300 TL’ye ulaşınca ESK devreye girdi. Et ve Süt Kurumu’nda, kasapta 300 liraya satılan kıyma 100 lira, 150 ile 330 TL arasında satılan kırmızı et ise 96 ile 116 lira arasında değişen fiyatlara satılmaya başlandı.
Bununla da yetinmeyen Et ve Süt Kurumu (ESK), Ankara Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği’nde (Ankara PERDER) faaliyet gösteren marketlere ihtiyaç duydukları kadar karkas et temin edeceğini açıkladı.
YÜZDE 140’IN ÜZERİNDE FİYAT ARTIŞI
Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürü Mustafa Kayhan, ESK’nin kırmızı et piyasasını düzenleme görevi olduğunu ifade ederek: “Aralık 2022’den beri kırmızı et fiyatları hızlı bir yükseliş trendine girmiştir. Kurumumuz, önce fiyat artışlarının nedenini incelemiştir. Fiyat artışının büyük ölçüde arz talep dengesizliğinden kaynaklandığı sonucu ortaya çıktı. Üretim maliyetleri yüzde 84 artarken fiyat artışının yüzde 140’ın üzerinde olduğunu tespit ettik” diye konuştu.
85 BİN BAŞ CANLI HAYVAN İTHALATI İÇİN SÖZLEŞME İMZALANDI
Kırmızı ette arz talep dengesini sağlamak için çalışmalar yaptıklarını bildiren Kayhan, bu kapsamda ilk etapta 85 bin başlık canlı hayvan alımı sözleşmesi imzaladıklarını, canlı hayvanların ülkeye girişlerinin başladığını dile getirdi. Kayhan, diğer tedbirin ise karkas et ikamesi olduğuna dikkat çekerek, 4 bin 500 tonluk karkasın ülkeye girişinin sağlandığını söyledi.
REKABET KURUMU ET FİYATINA SORUŞTURMA BAŞLATTI
Et fiyatlarında yaşanan artış sonrası Rekabet Kurumu da devreye girdi. Fahiş fiyat artışına çözüm olarak Rekabet Kurumu kasaplara yakın takip başlattı. Daha önce patates, soğan satıcıları ve marketlere soruşturma başlatan Rekabet Kurumu kırmızı et fiyatlarındaki artıştan da kasapları sorumlu tutarak çalışmaların titizlikle sürüldüğünü açıkladı.
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, kurumun tüketicilerin beslenmesinde ve bütçesinde önemli yeri olan kırmızı etteki fiyat artışları konusunda son derece duyarlı olduğunu belirterek: “Kurumumuz, sektördeki rekabete aykırı davranışların tespiti ve bu davranışların ağır şekilde cezalandırılması konusunda gerekeni yerine getirmek üzere çalışmalarına devam etmektedir” ifadesini kullandı.
Küle: “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un ihlali niteliğindeki bu davranışların tespiti halinde, ilgili teşebbüsler hakkında teşebbüslerin cirolarının yüzde 10’una varan idari para cezaları uygulanması söz konusu olabilecektir” diye belirtti.
Uzmanlar ise “Fiyatı artan her üründe aynı senaryo. Cezayla et fiyatı düşer mi? Sorunun nedenine bakılmalı” uyarısında bulundu.
TÜSEDAD’DAN KIRMIZI ET FİYATLARI HAKKINDA RAPOR
TÜSEDAD, Rekabet Kurumu Başkanlığı’na kırmızı et fiyatlarıyla ilgili rapor sundu. Raporda, kırmızı et fiyatlarındaki dengesizliğin sebeplerine dikkat çekilerek uyarılarda bulunuldu.
Söz konusu raporda, süt/ yem paritesinin temelde kırmızı et üretimini doğrudan etkileyen faktörlerin başında geldiğine dikkat çekilerek, “Süt hayvancılığı yapan işletmelerin temel geliri süt satışlarından sağlandığından, çiğ süt fiyatının çoğu zaman maliyetin altında kalması; yani süt üreticisinin süt satışından kazandığı para ile hayvanlarını besleyeceği yemi alamaması (çiğ süt/ yem paritesi); dişi hayvanlarını kesime göndermesi ile sonuçlanmaktadır. Dolayısıyla, dengesizliklerin temel sebebi süt fiyatlarıdır. Çiğ süt fiyatının en düşük olduğu dönemde dahi 1 litre süt üretimi için 1,5 kg yüzde 19 ham protein içeriğine sahip yem alınabilir olması, süt işletmelerinin sürdürülebilir olmaları için kritik eşiktir” ifadelerine yer verildi.
ETBİR: GEREKLİ TEDBİRLER ALINMADI
Et fiyatlarındaki artışı Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (ETBİR) Başkanı Ahmet Yücesan’a da sorduk. Ahmet Yücesan bu soruya “Pandemi krizi döneminde et üretimi konusunda iyi planlama yapılamadı, gerekli tedbirler yeterince alınmadı” yanıtını verdi.
Pandemi döneminde okullardan otellere, turizm tesislerine ve lokantalara kadar neredeyse ev dışında et tüketilen her yerin kapandığını hatırlatan Ahmet Yücesan: “O dönemde tüketilmesi planlanan etin yüzde 70’e yakını elde kaldı. Bu nedenle üreticiler yeni üretim yapmadan, ellerindeki etleri de üçe beşe bakmadan sattılar” dedi.
TZOB: MALİYETLERİN YÜZDE 50 İLA 70’İNİ YEM OLUŞTURUYOR
Fiyat artışlarının bir diğer nedeni ise başta yem olmak üzere üretim maliyetlerindeki artışlar olarak gösteriliyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, hayvan türüne göre değişmekle birlikte maliyetlerin yüzde 50 ila yüzde 70’ini yem masraflarının oluşturduğunu söyledi.
ÜRETİCİ UYARDI: ET FİYATLARI BU POLİTİKAYLA DÜŞMEZ
Ankara’da süt üreticisi olan Davut Karaman da sektörde yaşanan daralmayı, üretim sürecindeki sıkıntıları ve et fiyatlarında yaşanan artış krizini anlattı. Hayvancılıkta yaşanan sıkıntıların uzun yıllardır yapılan yanlış politikaların ürünü olduğunu söyleyen Karaman, “Üzülerek söylüyorum; Ölümle sıtma arasında bırakılan üretici, işi bırakıp kendine başka iş bakıyor. Gelecekte et fiyatlarının bu politikalar ile düşmesi mümkün değil” dedi.
ÜRETİCİYE ZARAR EDİN DİYORLAR
Süt üreticisi Davut Karaman: “Üreticinin hakkını savunması gereken ulusal süt konseyi 2023 Mart ayı için 1 litre sütün maliyetini 9.83 TL olarak belirlemiş. Bu rakam gerçek olmamakla birlikte bu rakamdan daha yüksek bir maliyetle süt üretiliyor. Bu rakamı gerçek bile kabul etsek ulusal süt konseyinin tavsiye ettiği satış fiyatı 8.50 TL’dir. Yani diyorlar ki siz her 1 litre sütten 1.33 TL zarar edin, kim üretim yapar, kim zarar eder? Sorun burada başlıyor.”
“BÜYÜKBAŞ HAYVAN SAYISI 1 MİLYONDAN FAZLA AZALDI”
“Bu süreci şöyle anlatayım. Elimizde bir inek olduğunu düşünün, bu inek her yıl bize süt ve bir yavru verir. İneklerinden aldıkları sütü satan çiftçi ve üretici ürününü satarak yem alır. Çiftliklerin sabit maliyetlerini karşılar ve para kazanmak ister. Geçmiş yıllarda üretici bilinçli olarak zarar etmesi sağlandı. Her yıl üretim yapan insan sayısı ve büyükbaş hayvan sayısı azaldı. Bu rakamları o kadar azaldı ki TÜİK bile bunu gizleyemedi ve son 1 yılda büyükbaş hayvan sayısı 1 milyondan fazla azaldı.”
5 MADDEDE ET VE SÜT SEKTÖRÜNDE YAPILAN YANLIŞLAR
Yıllardır tarım sektörüne yönelik yazılar kaleme alan, sektörün önemli isimlerinden biri olan tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım ise özetle şu bilgilere yer verdi:
1- Süt/yem paritesi temelde, kırmızı et üretimini doğrudan etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Süt hayvancılığı yapan işletmelerin temel geliri süt satışlarından sağlandığından, çiğ süt fiyatının çoğu zaman maliyetin altında kalması; yani süt üreticisinin süt satışından kazandığı para ile hayvanlarını besleyeceği yemi alamaması (çiğ süt/yem paritesi); dişi hayvanlarını kesime göndermesi ile sonuçlanmaktadır. Dolayısıyla, dengesizliklerin temel sebebi süt fiyatlarıdır. Çiğ süt fiyatının en düşük olduğu dönemde dahi 1 litre süt üretimi için 1,5 kg %19 ham protein içeriğine sahip yem alınabilir olması süt işletmelerinin sürdürülebilir olmaları için kritik eşiktir.
2- Et tedariki; iki ana kalem sayesinde sağlanır. Birincisi besi danaları, ikincisi ise reforme ineklerdir. Reforme inek miktarı ise, toplam dişi sığır sayısının %50 sinin %20’si olarak kabul edilmektedir. Dişi sığırların; %50’si henüz süt üretimine başlamamış genç hayvanlardan, kalanı süt veren inekten oluşur. Süt veren ineklerin her yıl %20’si reforme olarak kesime gider ve ete dönüşür.
3- Süt üretiminin azalması, anaç hayvan kesimlerinin artması ile doğru orantılıdır. Kooperatiflerde toplanan süt miktarları ve üretici sayıları dikkat çekici bir biçimde düşmüştür. Bursa ili Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği bölgesel olarak Türkiye’nin süt üretim merkezlerinden biri olmakla beraber süt birliğinin aktif olmaması sebebi ile destekleme almak isteyen üreticinin örgütlü satış için kaydolmak zorunda olduğu bir birliğin üye sayısı 4000 civarından 1280 civarına düşmüştür. Bu oran sahada yaptığımız görüşmeleri teyit etmektedir.
4- Süt hayvancılığının bu denli küçülmesinin ve buna bağlı et arzında meydana gelen düşüşün temel sebebi süt fiyatının düşük tutulmasıdır. Zarar eden üretici işi bırakma eğiliminde olması ve gençlerin zarar eden bir işe girmek istememesi hem köyden kente göçü arttırmakta hem de ülkemizin üretimde dışa bağımlılığını arttıracağı ortadadır.
5- Azalan dişi hayvan sayısına bağlı olarak doğan erkek sayısı da azalmakta ve bu da besi materyalinin bulunamaması anlamını taşımaktadır. Dişi hayvan kesimlerinin artması kırmızı et arzında kısa dönemde artışa sebep olmakta ve market fiyatlarının sabit kalması anlamını taşımaktadır. Ancak, buradaki en büyük olumsuz etki uzun dönemde görülmekte; besiye alınacak erkek dana bulunamadığı için kırmızı et arzı düşmekte ve buna bağlı et fiyatları yükselmektedir. Şu anda sektörümüzün içinde bulunduğu durum tam olarak budur.
CANLI HAYVAN VE KARKAS ET İTHALATI FİYATLARI DÜŞÜRECEK Mİ?
Sektör temsilcilerine göre pandemi sonrasında tarım ve hayvancılıkta uygulanan yanlış politikalar nedeniyle fiyatlar yükselişe geçti. Uzmanlar, hayvan ithalatının önü açılmış olsa da kırmızı et fiyatlarındaki artış eğilimi sürebilir görüşünde hem fikir…
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği (TÜKETBİR) Başkanı Bülent Tunç, üreticiler olarak ithalata karşı olmadıklarını, ancak plansızlık dolayısıyla zor durumda kaldıklarını belirtti. Hükümetin kırmızı et ithalatı konusunda birbiri ile çelişen kararlar aldığına vurgu yapan Tunç: “Biz üreticileri asıl rahatsız eden konu günübirlik politikalarla sürekli aynı senaryoyu yaşamamız” dedi.
“Ve sonuç olarak baktığımızda; uzmanlar, sektör temsilcileri ve üreticiler… Kısa vadede et fiyatlarında herhangi bir düşüş beklemiyor. Kırmızı ette fiyat artışının önüne geçmek için öncelikle süt hayvancılığının yeniden yapılandırılması ve sütün hak ettiği değeri bulması konusunda birleşiyorlar. İthalat ise bir süre fiyatlar üzerindeki baskıyı hafifletir ama yine de çözüm olmaz. Bir diğer hususta yaklaşan Kurban Bayramı ve turizm sezonunun başlaması. Bu başlıklar da ete olan taleple birlikte fiyatlarda yukarı yönlü hareketin devam edeceğini gösteriyor.”
Yazan: Gazeteci Taner Öztürk