Tarım Haberleri: Su stresi altında olan bir ülkeyiz. Kişi başı yıllık su tüketim miktarımız 6 yıl sonra kritik eşik olan 1000 metreküpün altına düşecek.
Bu gerçek ortadayken göllerimizi kurutmaya devam ediyoruz. Türkiye’deki 240 gölden 186’sı son yıllarda tamamen kurudu.
Günümüzden milyonlarca yıl önce oluşan birçok doğal gölümüz ne yazık ki son 60 yıl içinde ve özellikle son yıllarda temel sorunları ötelendiğinden, aşırı şekilde kuruyor. Geriye kalan göller de kuraklık ve kirlilik nedeniyle büyük tehlike altında. Sadece birkaç gölümüz tuzlu oluşları ve bölgesel konumları nedeniyle yaşama mücadelesi verebiliyor.
Açıklama Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Başkanı Dr. Erol Kesici’den geldi. Kesici “Türkiye’de şu an iyi denilebilecek, parmakla gösterebileceğimiz bir tane dahi gölümüz yok. Şiddetli kuraklık ve kirlilik son yıllarda etkisini daha da fazla gösterdi. Göllerimizi sürekli ve aşırı aşırı su kaybediyor. Biyoçeşitliliğimiz de yok oluyor. Göllerde dip çamurları ve kimyasal atıklar çoğaldığı için suyu azalan göller bu kirliliği artık gideremiyor. Balık varlığının da giderek azalmasıyla göllerde makro ve mikro su bitkilerinin aşırı artışı bataklıklaşma, farklı istilacı türlerin göl havzasına göç etmeleri ve buna bağlı olarak tüm sulak alanlarımızda artan buharlaşmayla kuruma süreci çok hızlı şekilde devam ediyor. Göllerimizin sorunları çok büyük ve ağır. Su seviyeleri, yüzey alanları, kirlilik, oksijensizlik…Adeta tükenmiş durumdalar.’’ diyor.
Bilimsel olarak hidrolojik kuraklığın iklimsel kuraklığa neden olduğuna işaret eden Dr. Erol Kesici, bu durumun tarımsal ve sosyal kuraklığın artmasına neden olduğunu vurguluyor.
‘’Suya, gıdaya ulaşım daha da zorlaşacağı için kirli sular çeşitli hastalıklara neden olabilmekte, tarımsal ürünlerde verimlilik düşmektedir. Bu açıdan yaşanan susuzluğun nedeni, kesinlikle iklim krizi değildir. İklimi krize sokan yer altı, yer üstü kaynaklarımızın kurumasıdır. Suyumuz ne kadar bolsa ormanlarımızla birlikte yağışlar da o kadar çok olacaktır. Kurumanın nedeni de insandır. Elmasız, domatessiz, avokadosuz, sığır etsiz yaşayabiliriz ama asla susuz yaşayamayız. Suyun yerine bugüne kadar hiçbir şeyin konulamayacağı bilinmektedir.” cümleleriyle tüm ülkeyi uyaran Kesici çözüm önerilerini de kısaca şöyle sıralıyor:
‘Su seviyelerinin korunması için öncelikle tarımsal sulamada kullanılan suyun yüzde 60 oranında azaltılması ve vahşi tarımsal sulamanın sona erdirilmesi; göllerin mutlaka dip çamurlarının temizliğinin yapılması, ağır metal ve diğer pisliklerden arındırılması; sondaja kesinlikle izin verilmemesi ve tarımsal üretimin kentlerin iklimine göre düzenlenmesi.’’
