Tarım Dünyası: Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız “Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında, DSİ Genel Müdürlüğü ile Su Yönetimi Genel Müdürlüğü arasında yetki çakışmaları bulunmaktadır. Su kaynaklarının korunması ile ilgili toplumsal farkındalık yeterli değildir.’’ dedi.
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, Türkiye’nin su yönetimi ve tarımsal üretimdeki tehditler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yıldız, Türkiye’nin yarı kurak bir iklim kuşağında bulunduğunu ve düzensiz yağış rejimiyle birlikte nüfus artışı, kırdan kente göç, kirlilik ve iklim değişikliğinin su kaynaklarını ciddi şekilde baskı altına aldığını belirtti.
Uzun yıllar boyunca Türkiye’de su kaynaklarının geliştirilmesi adına önemli adımlar atılmış olsa da, kurumlar arası koordinasyon eksikliği ve bütçe yetersizliği nedeniyle projelerin tamamlanamaması ciddi sorunlara yol açtı. Yıldız, “Birbirinden bağımsız projeler geliştirildi, su yönetiminde arz yönetimi öne çıktı, ancak talebi düzenleyici mekanizmalar devreye giremedi” diyerek, bu anlayışın su kaynakları yönetiminde zayıf bir koordinasyon oluşturduğunu vurguladı.
SU YÖNETİMİNDEKİ KURUMSAL ZAFİYETLER
Türkiye’nin su yönetiminde halen çok başlı ve parçalı bir yapı olduğuna dikkat çeken Yıldız, kurumlar arası yetki çakışmalarının ve koordinasyon eksikliğinin su kaynaklarının korunmasında büyük engel teşkil ettiğini ifade etti. Su Yasası Taslağı’nın yaklaşık 10 yıl önce başlatıldığını ancak halen tamamlanmadığını belirten Yıldız, su yönetimindeki diğer yasal eksikliklerin de tamamlanmasının gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, 2011 yılında kurulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün çeşitli strateji ve eylem planları hazırlamasına rağmen, bu planların etkin bir şekilde uygulanamadığını dile getirdi. Kurumlar arası yetki çakışmaları ve su politikalarının farklı kurumlarca ayrı ayrı oluşturulmasının kaynak israfına yol açtığını da ekledi.
TARIMSAL ÜRETİME YÖNELİK TEHDİTLER VE GIDA ENFLASYONU
Türkiye’nin yarı kurak ve yarı nemli iklim koşullarında bölgesel kuraklıklarla karşı karşıya olduğunu belirten Yıldız, özellikle son dönemde bazı bölgelerde kuraklıkların daha sık ve şiddetli yaşandığını ifade etti. Bu durumun tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini ve çiftçilerin karşılaştığı yapısal sorunları daha da derinleştirdiğini dile getirdi.
Yıldız, özellikle Akdeniz ve Kıyı Ege bölgelerinde meteorolojik ve hidrolojik kuraklığın artabileceği konusunda uyardı. İklim değişikliğinin tarımsal üretimde verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Yıldız, bu durumun gıda enflasyonunu artırabileceğine dikkat çekti.
Özellikle kuru tarım ürünlerinin üretiminde verim ve kalite düşüşlerinin yaşandığını ifade eden Yıldız, “Eğer gerekli önlemler alınmazsa, 2030 yılına kadar bazı nehir havzalarında su açığı oluşacaktır. Tarımsal üretimdeki kayıplar, gıda enflasyonunu artırarak hem çiftçilere hem de ülke ekonomisine zarar verecektir” diye konuştu.
Yıldız, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve su yönetiminin etkin bir şekilde yapılabilmesi için su yasalarının ve politikalarının bir an önce gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.