Dünya gül yağı üretiminin yüzde 65’ini karşılayan Isparta’da, yılın en özel zamanlarından biri başladı. Rivayete göre, 1888 yılında Müftüzade Gülcü İsmail Efendi’nin Bulgaristan’ın Kızanlık kentinden bastonunun içinde getirdiği gül fideleriyle başlayan serüven, bugün binlerce dönümde üretim yapılan, yüzlerce aileye geçim sağlayan dev bir sektöre dönüştü.
GÜNEŞTEN ÖNCE TOPLANIYOR, YAĞA DÖNÜŞÜYOR
Isparta’da yaklaşık bir ay sürecek olan gül hasadı sabahın ilk ışıklarıyla başlıyor. Gül yapraklarında bulunan yağ keseleri güneşte patlamadan toplanabilsin diye üreticiler sabah erken saatlerde tarlaya iniyor. Toplanan güller hızla “alım merkezleri”ne ulaştırılıyor. Burada sıcak su kazanlarında kaynatılan güllerin ikinci kaynatmadan sonra elde edilen yağı süzülerek ihracata hazırlanıyor.
ZİRAİ DON REKOLTEYİ ETKİLEDİ
Gülbirlik Genel Müdürü İbrahim Işıdan, bu yıl düşük rakımlı bölgelerde başlayan hasadın ilerleyen haftalarda hava sıcaklıklarının artmasıyla hızlanacağını belirtti. Ancak sezonun hüzünle başladığını da sözlerine ekledi: “Ülke genelinde olduğu gibi Isparta’da da zirai don yaşandı. İlk tomurcuklarda yüzde 35 civarında kayıp var. Umarım önümüzdeki günler daha elverişli olur; ne çok sıcak ne de çok soğuk olursa, sezonu haziran sonuna kadar sağlıklı biçimde sürdürebiliriz.”
GÜLÜN KOKUSU TURİZMİ DE CANLANDIRIYOR
Gül sadece tarımsal üretim değil, turizm açısından da Isparta’yı cazibe merkezi haline getiriyor. Hasat dönemi, yurt içinden ve dışından ziyaretçileri gül bahçelerine çekiyor. GÜLBİRLİK Genel Müdürü Işıdan, “Gül zamanı artık kentimizin alternatif turizm markası. Misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlamaya gayret ediyoruz.” dedi.
İzmir’den gelen Saadet Dinçbilen, “Çok güzel bir deneyim yaşadık, mis gibi havasına doyamadık.” diye konuşurken, bedensel engelli eşiyle gelen Emine Yörükak da “Gül bahçelerine hayran kaldık. Unutulmaz bir gün geçirdik.” sözleriyle yaşadıkları keyfi paylaştı.