Tarım Haberi: Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sektörün çözüm bekleyen sorunlarının bulunduğuna dikkati çekti.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Karaman’da açıklamalarda bulundu.
Tarım sektörünün dış etkilerden çok fazla etkilendiğine dikkati çeken Yumaklı, “İklim değişikliği başta olmak üzere konjonktürel gelişmeler hem dünyada hem de ülkemizde özellikle su başta olmak üzere doğal kaynakların korunması ve kullanma-koruma dengesinin sağlanması hususunda öne çıkıyor. Pandemi gibi hususları bundan sonraki dönemde dikkate alarak planlamalarımızı yapıyoruz.” dedi.
Sektörün çözüm bekleyen başka sorunlarının da bulunduğuna dikkati çeken Bakan Yumaklı, şöyle konuştu:
“Elbette tarımsal üretimle alakalı en önemli husus üretim planlamasıydı. Özellikle hangi ürünün nerede, ne kadar üretileceğine dair, suyu merkeze alan, kaynaklarımızı göz önüne alan ve üreticilerimizin öngörüsünü sağlayacak üretim planlamasını 2024 içerisinde hayata geçirdik. Tabii tek başına bu üretim planlaması kavramının yeterli olmayacağını, bunun araçlarının uygulanması gerektiğini de ifade etmek gerekir. Doğrudan ve dolaylı destekler, işlenmeyen tarım arazilerinin ekonomiye katkısının sağlanması ve sözleşmeli üretimin büyük oranda devreye alınması, üretim planlamamızın başarıya ulaşmasındaki en önemli unsurlar. Diğer bir konu da tarım sayımı konusuydu. Bu sayım, 2001’den sonra ilk kez yapılmış olacak ve tarım sayımıyla Türkiye’nin tarımsal envanteri her açıdan tekrar çıkartılmış olacak.”
Tarımsal desteklemelerin yeni planlamayla daha etkin ve verimli hale getirildiğini vurgulayan Yumaklı, destek modelinin temel destekler, planlama desteği ve üretim geliştirme desteği olarak 3 ana başlıkta toplandığını, bu desteklemelerin her bir çiftçiye anlatılmasının uygulamada büyük
“Tarımsal üretim için en önemli konu sudur. Suyun yüzde 77’sini tarımsal faaliyetler için kullandığımızı da göz önüne alırsak bundan sonraki dönemde de Türkiye’de bütün yatırım konsantrasyonumuzun su ve sulama projelerine ayrılacağını da söylemek istiyorum. Bunların gerçekleştirilmesiyle bütün Türkiye’de yüzde 35 kapalı sulama sistemi hedefimizi daha yukarı çıkarmakla ilgili katkısı olacak.”
Yumaklı, 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modeliyle, ihtiyaç duyulan ürünlerin üretilmesi ve pazar imkanı olanların ihracatının yapılmasıyla üretici ve tüketicinin uğraması muhtemel zararların önüne geçileceğini belirtti.
Bu uygulama ile ülke kaynaklarının çok daha verimli kullanılacağını aktaran Yumaklı, şunları kaydetti:
“Hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileriyle alakalı 2028’e kadar üretimi ne kadar arttıracağımıza dair hedeflerimizi yayınladık. Bunları su, toprak ve diğer kaynaklarımızı dikkate alarak belirledik. Planlı üretim 40 yıldır konuşulan önemli bir husus. Altyapı çalışmaları uzun yıllardır devam ediyordu. Son 3 yıldır çok yoğunlaşarak gerek yasal düzenlemeleri, gerekse uygulamaların oturmasıyla alakalı süreç tamamlandı. Böylece bitkisel üretimde 1 Eylül’den itibaren önümüzdeki 3 yıl için bu söylediğim başlıklardaki ürün gruplarında üretim planlamasına geçtik. Ülkemiz ve üreticilerimiz için hayırlı olsun.”
Yumaklı, üretimin tüketimi karşılamadığı ya da büyük şehirlerin tarımsal üretimle alakalı ihtiyaçlarını karşılanmasına dönük kent tarımı uygulamalarını gündeme getirdiklerini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Bununla ilgili şehirlerin çeperlerinde tarımsal üretimin yapılmasını destekliyoruz. Bunun dışında özellikle jeotermal enerji olmak üzere ki tarımsal üretimin en önemli girdilerinden birisi enerji. Bunun kullanıldığı organize tarım bölgeleri belirlendi. 42 ilde 61 organize tarım bölgesi belirlendi. Organize tarım bölgeleri aynı şu anda içinde bulunduğumuz üretim merkezi gibi hem üretimin yapıldığı hem paketlemesinin ve buna benzer ihtiyaçların yerine getirildiği ve pazara gönderildiği bir özellik taşıyacak. Yani burada üretiyorsanız 100 kilometre ötede bir yerde paketlemeye göndermiyorsunuz. Üretimin buralarda yapılması yine aynı içinde bulunduğumuz alanda olduğu gibi hem teknolojinin hem de iyi tarım uygulamalarının en üst seviyede gerçekleştirildiği yerler olacak. Bunlardan 6’sında üretim başladı. 7’sinde de yatırım çalışmaları devam ediyor. Bizim amacımız çok hızlı bir şekilde bu 61 organize tarım bölgesini üretime kazandırmış olmak.”
Tohumda dışa bağlılık söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirten Yumaklı, “Ülkemizde kullanılan her 100 kilogram ürünün 97 kilogramı bu ülkenin topraklarında üretiliyor. Tohum firmalarımız dünyanın 117 ülkesine de ihracat yapıyor. Burada diğer önemli husus da bakanlığımızın farklı desteklerle üretimin farklı kesimlerini desteklemesi. Tohum sektörü de bunlardan bir tanesi. Özellikle Avrupa Birliği fonları, kırsal kalkınma destekleri, bakanlığımızın doğrudan ya da dolaylı diğer destekleri bunları cesaretlendirici ve üretimi arttırmaya dönük faaliyetlerimizin karşılanmasında önemli bir nokta.’’ dedi.