Çiftçi tarlasının beyaz altını Pamuk, dünya genelinde endüstri bitkileri arasında çok önemli bir yere sahiptir. Tekstil sanayinin ana hammaddesi olarak, hayvan yemi ve yağ sanayisi gibi diğer endüstrilerde de önemli bir girdidir.
Günümüzde pamuk yetiştiriciliği oldukça meşakkatli olup, pamuk zararlıları ve pamuk hastalıkları korunması için ilaçlama uygulamasına başvurulmaktadır.
Bu durum verimini azaltabilecek etmenlerden korumaya yardımcı olacak şekilde uygulanmalıdır. Pamuk hastalıkları ve ilaçları hastalığın etmenine göre değişmektedir.
PAMUK BİTKİSİ BAKIMI NASIL OLMALIDIR?
Pamuk diğer tarla bitkilerinde olduğu gibi iyi hazırlanmış yabancı otlardan arındırılmış iyi bir toprak hazırlığına ihtiyacı vardır. Pamukta toprak sıcaklığının 16-18 derece arasında olması ve toprağın en az 2 hafta kadar ani sıcaklık değişimlerinden uzak kalması önemlidir.
Pamukta gelişmiş mekanizasyon aletleri sayesinde sıraya ekim yapılarak çapalama sulama ilaçlama gibi bakım işlemlerini kolaylık sağlayacak bir makine ile ekilmesi önem arz etmektedir.
- Gübreleme: Pamukta azotlu ve fosforlu gübreleme gerekmektedir. Azotlu gübreler pamuğun dallanması ve bitki boyunun uzamasını sağlayarak verimi arttırmasını, fosforlu gübreler ise çiçeklenmeyi sağlayarak bitkiden maksimum verim alınmak istenir. Gübreleme için 4-16 kg/da saf azot, 4-6 kg/da saf fosfor.
- Sulama: Pamuk bitkisinde sulama toprağın ve ekolojik şartlara uygun yapılmak şartıyla ekimden 40- 45 gün sonra 10 gün aralıklarla sulanabilir. Pamuk kozalarının %10 açtığı zaman sulama yapılmamalıdır.
- Seyretme: Pamuk bitkisi 4-6 yapraklı iken sıra üzeri 12-15 santim olacak şekilde fazla bitkilerin kökleriyle beraber sökülerek seyreltme yapılmalıdır.
- Çapalama: Yabancı ot kontrolü için ve bitki bitkiye zarar vermeden 1-2 defa çapalama yapılabilir.
- İlaçlama: Ekim öncesi, çıkış öncesi ve çıkış sonrası 3 farklı zamanda da yabancı ot kontrolü için geniş ve dar yapraklılar için ilaçlama yapılmalıdır.
PAMUK HASTALIK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Pamuk yetiştiriciliğinde, bitkinin sağlıklı bir şekilde büyümesini ve verimli ürün elde etmeyi sağlamak için hastalıklarla mücadele gereklidir.
Pamuk bitkisindeki hastalık belirtileri farklı pamuk zararları ve tarafından meydana gelmektedir. Örneğin, pamuk yaprak hastalıkları, pamuk böcekleri, pamuk mantar hastalıkları gibi birçok etmen grubu vardır.
PAMUK HASTALIK VE ZARARLILARI NELERDİR?
Pamuk çiftçilerinin, hastalıkların neden olabileceği potansiyel verim düşüşünü ve kaliteyi etkileyebilecek her türlü hastalık ve zararlılardan haberdar olması ve buna karşın önlem alması ürünün verimi ve kalitesi açısından önemli bir paya sahip olmaktadır. Pamuk tarlalarında gözüken birçok hastalık türü vardır. Bunların en yaygın olanları şöyledir;
PAMUKTA VERTİCİLLİUM SOLGUNLUĞU
Pamuk tarlasında gözüken pamuk yaprak hastalıkları etmeni funguslar olup toprak kökenli bir hastalıktır. Hastalık pamuk üretim sezonunun sonuna doğru sıcaklıkların düştüğü zaman bitkinin alt kısımlardan başlayarak üst kısımlara kadar ulaşan yaprakların solması ve yaprak kenarlarında, damarlar arasında oluşan kloroz ve nekrozlar pamukta yaprak yanması hastalığın belirtileridir.
Eğer hastalık erken başlamışsa bitki boyunun kısa kalması, koza sayısının yetersiz olması ve kozaların küçük olması gibi sonuçlar meydana getirmektedir. Eğer hastalık çok ilerlemiş ise bitkinin tamamen ölmesine neden olur. Bu gibi hastalıklarda kullanılması hastalığın yayılmasını önleyebilir.
PAMUKTA FUSARİUM SOLGUNLUĞU
Hastalığın belirtileri aynı Verticillium solgunluğuna benzer fakat Verticillium solgunluğu 30 derecenin altında bitkilere zarar verirken Fusarium solgunluğu 24 C nin altında bitkilere zarar vermektedirler. Bu hastalık etmeni sıcaklık isteği çok değişkendir bu sebeple hasatta yakın dönemde bitkiye zarar vermesi verim ve kaliteyi fazlasıyla düşürmektedir.
Pamuk yaprak hastalıkları bitkinin alt kısımlarından başlayarak üst kısımlarına doğru ilerleyen yapraklarda oluşan klorozis nekroza dönüşmeden büyük bir leke halini alır ve iletim demetlerinin de kahverengileşme çok belirgin bir halde gözükmekte ve aşırı derecede yaprak dökümü oluşturmaktadır.
PAMUK KÖK ÇÜRÜKLÜĞÜ
Pamuk tarlalarında geniş etmen kitlesine sahip olan bu hastalığın etmen grubunun funguslar olduğu bilinmektedir. Bu funguslar toprak kökenli olup kendilerini idame ettirmek için bitki artıklarında veya toprakta kışı geçirerek bir sonraki yıl uygun koşullar sağlandığında bitkilere zarar vermeye başlarlar.
Pamuk hastalıkları ilk olarak kök bölgesinde, fidelerin köklerini ve kök boğazını kahverengi bir leke oluşturmaya başlayarak bitkinin kökünü veya kök boğazını çürüterek bitkinin ayakta duramaz hale gelmesine ve bitkinin devrilerek ölmesine sebep olurlar.
PAMUK YAPRAK LEKESİ HASTALIĞI
Pamuk bitkisinin rutubetli bölgelerde yoğun şekilde zarara uğratan bu hastalığın etmeni gram negatif bakterilerdir öyle ki bu zarar %50’lere kadar bulabilir. Ayrıca bu bakterilerin kuraklığa dayanıklı olması veyahut düşük sıcaklıklardan etkilenmemesi hastalığın yayılma olasılığını artırmaktadır.
Pamuk zararlıları bitkiye koza yoluyla ulaşırsa bu hastalık pamuk tohumlarında yaşamlarını idame ettirebilirler. Hastalığın bulaştığı bu tohumlar kullanılamaz hâle gelmektedir. Hastalık özellikle yağışlı havalarda önemli derecede zarara sebep olmaktadır.
Hastalığın belirtisi yapraklar üzerinde yağ lekesi halinde bir görüntü alması ve gerçek yapraklarda damarlar arasına köşeli ve kahverengi lekeler hâlinde oluştuğu gözlenmektedir. Koza ve taraklarda ise kahverengi lekelerin oluşması hastalığın bir diğer belirtilerindendir. Sıcaklıklar artmaya başladığı zaman ise bu lekeler kuruyarak beyaz bir renk almaktadırlar. Pamuk hastalıkları ve ilaçları bu hastalık için yeterli gelmemektedir.
PAMUK YAPRAK BİTİ
Ülkemizde halk arasında Püseron, Ballık, Zenk gibi farklı isimleri de bulunmaktadır. Yaprak bitlerinin boyları çok küçük olsalar dahi gözle görülebilecek şekildedirler. Bu zararlının kanatlı veya kanatsız türleri bulunmaktadır.
Zararlı çok hızlı bir sürede ergin olarak yüksek doğurma kabiliyeti bulunduğundan koloni oluşturma eğilimindedirler. Bu koloninin sayısı arttıkça kanatlı türler başka bir bitkiye geçerek besin maddesini oradan temin etmek ister ve böylelikle hastalık gittikçe tüm tarlaya yayılır.
Yaprak bitleri bitkinin öz suyunu emerek ve bitkiye zehirli madde bırakarak zarar vermektedir. Bitkide emgi yapılan yerler de yaprak kıvrılması gibi şekil bozukluğu meydana gelir.
KIRMIZI ÖRÜMCEKLER
Bu zararlı ülkemizin ege ve Akdeniz kısmındaki pamuk tarlalarında yüksek nemden dolayı pamuk hastalıkları görülür. Bu zararlının kahverengimsi koyu yeşil, koyu kırmızı gibi türleri de bulunmaktadır. Zararlı bitkinin her yerinde bulunabilir fakat daha çok yaprakları tercih ederler.
Zararlının belirtileri ise yaprak üzerinde dağınık halde bulunan sarı noktalardan oluşmaktadır. Bu sarı noktalar zamanla yaprağın kızarmasına neden olmaktadır. Zararlı bitkinin gelişmesini yavaşlatarak taraklanmayı geciktirir hatta bitki yeterli beslenemediği için kozaların dökülmesi veyahut kozanın küçük kalmasına sebep olur böylelikle verim ve kalitede düşüş yaşanır.
PAMUK YAPRAK KURDU
Pamuk tarlalarında gözüken önemli hastalıklardan bir tanesi de yaprak kurudur. Yaprak Kurdu ülkemizde temmuz ayında aşırı sulama yapılan veya nemli ortamlarda gözükmektedir. Bu zararlı yaprakların alt kısmına larvalarını paket halinde bırakarak hızlı bir şekilde üremelerini devam ettirmektedirler.
Larvalar ilk başlarda koyu kahve veya siyah renkli olup daha sonradan renkleri açılarak Siyahımsı veya kahverengimsi renkleri olup üzerlerinde sarı çizgiler veya benekleri olabilir. Yaprak kurdu yaprakları yiyerek yaprakların yırtık veya delikli şekilde gözükmesi zarar belirtilerindendir.
TÜTÜN THRIPSI
Pamuk tarlalarına yabancı otların ölmesinden sonra yaşamlarını devam ettirebilmek için pamukların yapraklarının alt kısmına larvalarını bırakarak zararın tarla yayılmasına sebep olurlar.
Bu zararlının rengi açık sarı olup kanatlı bir küçük böcek türüdür. Zararlı düşük sıcaklıklarda üremesini arttırarak bitkiye zarar vermeyi amaçlamaktadır fakat sıcaklıkların artması ile zararlının yaşam performansları düşmektedir buna karşın zararlı nemli ortamlarda değil kurak ortamlarda daha fazla etkin hale gelmektedir.
Tütün thripsi’nin bitkiye verdiği zararın belirtileri ise yaprak altında veya saplarda emgi yaparak bitkinin öz sularını emmesi ve emdiği yerde zamanla gri bir lekenin oluşması belirtisidir. Zamanla pamuk fideleri yaprakları kıvrılır, kurur ve kahverengimsi bir hal alarak yaprakların dökülmesine sebep olur. Zararlı hasadı geciktirerek verim ve kalitenin düşmesine sebep olmaktadır.
TÜTÜN BEYAZSINEĞI
Pamuk tarlalarının en önemli zararlarından bir tanesi olup bitkiyi öldüren bir zararlıdır. Bu zararlı Yeni pamuk yapraklarının alt yüzeyine larvalarını bırakarak bitkiyi enfekte etmiş olur. Bu zararlı ekolojik koşullardan çok fazla etkilenmeden bıraktığı larvalar bitkinin öz suyunu alarak bitkiye zarar vermeye başlarlar.
Sıcaklıkların artması üremeyi de arttırmaktadır öyle ki iki haftada bir döl verebilmektedirler. Bu hızlı yayılış bitkiyi aşırı derecede zayıflamasına ve gelişmesinin durmasına sebep olmaktadır. Bitki koza tutamaz hale gelmekte koza tutsa dahi lif kalitesi çok düşüktür.
Bu zararlının bitkiye bir başka zararı ise fumajin oluşturarak bitkinin fotosentez yapmasını engelleyerek bitkinin ölmesine sebep olmaktadır. Fumajin siyah renkli olup bitkinin yapraklarını tamamen kapatmaktadır ve bitkiye siyah bir görüntü vermektedir.
PAMUK HASTALIK VE ZARARLILARI İLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?
Pamukta hastalık ve zararlılar iklim değişikliği çevresel faktörler gibi birçok etmenin sebep olduğu ve bu etmenlerin bitkiye verdiği zararlar verim ve kaliteyi düşürmesini engellemek için belirtileri fark ettiğimiz andan itibaren pamuk hastalıklarıyla mücadele yöntemlerini uygulamamız gerekmektedir. Bu mücadele yöntemleri şöyledir;
KÜLTÜREL MÜCADELE
Bu yöntem ile çevreye karşı daha duyarlı bir çözüm üretme imkânı sağlar. Hastalıkların bulaşması genellikle yabancı ot üzerinden enfekte olduğu için bakım işlemlerinin doğru bir şekilde yapılması önemlidir.
- Ekim nöbeti
- Dengeli gübreleme
- Toprak solarizasyonu,
- Dayanıklı çeşit
- Doğru bakım işlemleri uygulanmalı
KİMYASAL MÜCADELE
Pamuk hastalıkları nasıl geçer sorusuna en kesin cevabı kimyasal mücadele ile verebiliriz. Çoğu zaman kültürel mücadele yöntemleri bitkilerin sağlığını korumak ve verimi arttırmak için yeterli gelmeyebilir.
Kimyasal mücadele yöntemi hızlı ve zamandan tasarruf sağlayarak bitkilerin Sağlığına kavuşmasını ve üretime devam etmeyi sürekli kılmaktadır. Pamuk bitkisi için birçok pamuk zararlı ilaçlar bulunduğu ve bu ilaçların doğru zamanda doğru şekilde bitkileri uygulanması gerekmektedir.
PAMUK İLAÇLARI NELERDİR?
Pamuk bitkisinin sağlıklı büyümesi ve verimli olması için bir dizi ilaç kullanılır. Ancak belirli ilaçların kullanımı, bölgedeki hava koşullarına, toprağın durumuna ve pamuğun karşılaştığı belirli hastalıklar veya zararlılarla ilgili olabilir. İşte pamuk bitkisinde sıkça kullanılan ilaç türleri:
FUNGUSİTLER
Fungusların sebep olduğu bitki hastalıkları için geliştirilmiş ilaç türleridir. Pamukta mantar hastalığı için ilaç fungusitlerdir (verticillium solgunluğu, fusarium solgunluğu, kök çürüklüğü).
İNSEKTİSİTLER
Böceklerin sebep olduğu bitki hastalıkları için geliştirilmiş ilaç türleridir. Aşağıdaki hastalıklar için insektisitler kullanılmalıdır (yaprak biti, kırmızı örümcekler, yaprak kurdu, tütün thripsi, tütün beyazsineği).
HERBİSİTLER
Bitkinin besin maddesine ortak olan yabancı otlar ile mücadelede kullanılan ilaç türleridir. Birçok hastalığın yabancı otlar ile bitkilere geçmesinden dolayı ve yabancı otların verimi düşürmemesi için herbisitlerin kullanılması gerekmektedir.
Bakteriyel kaynaklı pamuk hastalıkları ve pamuk zararlıları için ise kullanılan bakterisitlerin ekonomik olmaması bu yüzden tohumların ilaçlanması veya bakterisit görevi gören fungusitlerin kullanılması gerekmektedir.
Sonuç olarak; pamuk bitkisi ülkemiz ekonomisi için çok önemli bir endüstri bitkisidir. Bu yüzden bu beyaz altın olarak tabir edilen bitkinin tarla bitkileri hastalıklarından korunması ve hastalık ve zararlıya zamanında mücadele yöntemlerinin uygulanması hem verimi hem kaliteyi arttırarak üreticimizi sevindirerek pamuk hastalıkları ve ilaçları kullanmak zorunda kalmadan üretim sezonunu sorunsuz bitirebilirler.
Yazan: Ziraat Mühendisi Cafer Aşar