Türk çiftçisi 2021 yılını nasıl geçirdi diye soracak olursak, eminiz ki birçoğunuz gübre, yem, akaryakıt diyecek ve devam edecek…
GÜBRENİN ‘RALLİ’ YILI
Bahar ve yaz aylarıyla birlikte Avrupa’da ekonomik canlanma yeni bir enerji talebi dalgasını tetikledi.
Avrupa’da, İngiltere’de başlayan enerji krizi kuzey yarımküre ve Asya’ya da yayıldı. Avrupa başta olmak üzere küresel piyasalarda rekor kırdı. Doğal gaz ve kömür fiyatları rekor kırdı. Doğalgaz krizi gübre fiyatlarında çarpan etkisi yarattı.
Gübre fiyatları yükseldikçe yükseldi. Alınamaz, satılamaz ürün haline geldi gübre en nihayetinde. Astronomik gelen rakamlar artışın boyutunu ortaya koydu; son bir yılda üre gübresi %394, dap %259, amonyum nitrat yüzde %373, amonyum sülfat %441, 20-20 taban gübresi %236 arttı.
2021 Şubat ayında 2020 yılı gübre desteği %100 artışla hububatta dekara 8 liradan 16 liraya çıkarıldı, 2021 yılı için artış %25 oldu. Ancak fahiş zamlar verilen destekleri sildi süpürdü.
TARIMSAL KURAKLIK ÇİFTÇİNİN FELAKETİ OLDU
Türkiye’de su/tarım yılı yağışları verilerine göre 2021, son 20 yılın en kurak, 41 yılın ise 2. en kurak senesi olarak kayıtlara geçti. Kuraklık sessiz sedasız da gelmedi.
Denizler müsilaj ve kirlilikle can çekişirken topraklarda kuraklıktan can çekişti. Kuru tarım yapılan bölgelere biçerdöverler hasat için tarlalara giremedi. Tonu 1.500 liraları gören saman karaborsa oldu. Arpa fiyatları buğday fiyatlarının üzerine çıktı. Bitkisel üretimde ciddi kayıplar yaşandı.
Tahıl üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre %14,3 azalarak 31,9 milyon tona geriledi. Özellikle arpa ve buğdayda ciddi kayıplar oldu. Buğday üretimi %13,9 azalarak 17,7 milyon tona, arpa üretimi %30,7 azalarak 5,8 milyon tona geriledi.
Çavdar üretimi %32,4 oranında azalarak 200.000 ton, yulaf üretimi %2,2 oranında azalarak 276.000 ton, dane mısır üretimi ise %3,8 oranında artarak yaklaşık 6,8 milyon ton oldu. Kırmızı mercimek ve nohut da nasibini aldı.
Kırmızı mercimek %30,6 azalışla 228.000 ton, nohut ise %24,6 azalışla 475.000 ton üretim gerçekleşti.
KAYIPLAR İTHALATLA TELAFİ EDİLDİ
2021 yılında hasat döneminin başlamasıyla toprak mahsülleri ofisinin “Regülasyonu” kapsamında sayısız ithalatın yapıldığı bir yıl oldu 2021. Üstelik yerli üreticiye verilen alım fiyatlarının 2-3 katı ödendi yabancı çiftçiye.
Bakanlık, yetkili merciler, toprak mahsülleri ofisi gümbür gümbür gelen kuraklığı göremedi. Tüm dünyada tarımsal emtia fiyatlarının yükselmesine pandemiyle değişen arz talep dengelerine ve Güney Amerika’da yaşanan kuraklık sebebiyle tarımsal emtiada kayıpların yaşanmasına rağmen Türkiye, tarımsal üretimde yaşanılacak kayıpları ve riski öngöremedi.
Tam da bu sebeple 7 kez buğday, 8 kez arpa ithalatı yapıldı. İthalat rakamları aya ve kur’a göre değişirken ekmeklik buğdayda yapılan ithalatın maliyeti ton başına ortalama 4 ila 5 bin arasında oldu. Oysa 2021 yılı için çiftçiden alım fiyatı 2.250 lira olarak açıklanmıştı.
Arpada ise kasım ayında yapılan 8. ihale için ton başına 338 dolar yani 3.210 lira ödeyen toprak mahsülleri ofisi, aynı arpa için Türk çiftçisine 1.750 lira ödedi.
TMO hem un sanayicisi hem de yem sanayicisi için satışlara başladı. Yem fiyatlarını düşürebilmek, hayvancılık sektörünün maliyetini aşağı çekebilmek için TMO tarafından yüksek maliyetlerle yapılan ithalatlarla piyasaya arpa ve mısır satışı gerçekleştirdi.
Ofis, bu kapsamda doğrudan yem sanayicisi ve üretici için 2 milyar lira tutarında mısır ve arpa satışı yaptı ama ithalatla yapılan regülasyonlarla ne inekleri kesime gitmekten ne de hayvancılık sektörünü içine düştüğü krizden kurtarmaya yetti.
SÜT İNEKLERİ BİR BİR KESİLDİ
2021 yılı süt üreticisi ve besici açısından da hüsran yılıydı. Üreticiler, bir türlü çiğ süt yem paritesini tutturamadı. Sadece kasım ayının başından aralık ayının ilk haftasına kadar geçen sürede bile yem fiyatları %50’den fazla zamlandı.
Dolar kurundaki yükselişe bağlı olarak yemde fiyatlar aylık, haftalık değil günlük ve saatlik olarak defalarca güncellendi. Bir çuval süt yemin fiyatı 220 TL’nin üzerine çıktı. Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin 8 Aralık’tan itibaren geçerli olmak üzere çiğ sütte açıkladığı “4.70 TL/Litre” fiyattan üretici sütünü satamadan yeme gelen zamları üreticinin karını eritti.
20 Aralık itibariyle hükümetin ekonomide aldığı yeni önlemlerle döviz kurunda düşüş olsa da yem fiyatlarına yine beklenen oranda indirim yansımadı. Çiğ süt – yem paritesi 1.1’in altına düştüğünde toplanması gereken ulusal süt konseyi paritenin 0.90 seviyelerine inmesine rağmen toplanmadı ve çiğ süt fiyatında beklenen güncellenme gerçekleşmedi. Çiğ süt – yem paritesi 2021 yılını 0.90 kuruşla kapattı.
KARKAS ET MALİYETİNİN ALTINDA KALDI
Karkas ette tıpkı süt gibi maliyetinin altında satıldı. Yıl sonu maliyeti 68 liraya ulaşan bir kilogram karkası üretici 60 liradan dahi satamadı.
1 adet yumurtanın maliyeti 1 liranın üzerine çıkarken, tavuk eti fiyatları kırmızı et fiyatlarına yaklaştı. Özetle hayvancılık sektörü 2021 yılında çıkması uzun yılları alacak bir kriz içine girdi.
İKLİM KAYNAKLI TÜM FELAKETLER YAŞANDI: ORMAN YANGINLARI, SEL, FIRTINA, KURAKLIK, MÜSİLAJ
2021’de Türkiye, iklim kaynaklı birçok felaketi tek bir yılda yaşadı. Müsilaj, orman yangınları, sel, fırtına, hidroloji ve tarımsal kuraklık…
Çiftçinin sulama yapabilmek için sürekli sondaj yaptığı Konya Ovası’nda sayısız obruklar oluştu, göller yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Nasrettin Hoca’nın maya çaldığı Akşehir çöle döndü; Eber, Meke, Beyşehir göllerinde su seviyesi büyük ölçüde düştü.
Büyük Menderes alarm verirken Van Gölü’nde de çekilmeler sebebiyle suyun altındaki kara parçaları gün yüzüne çıktı.
Yavru flamingoların en büyük popülasyonuna sahip Tuz Gölü’nde kuraklıktan fazlasıyla nasiplendi.
Beklediği yağışı alamayan çiftçiler, göle giden suyu kullanabilmek için bentler çektiler. Tuz Gölü, yaşanan kuraklık-susuzluk sebebiyle gölden beslenemeyen yüzbinlerce allı turnaya mezar oldu.
GIDA FİYATLARI SÜREKLİ YÜKSELDİ
Temel gıda maddeleri; süt ve süt ürünleri, ayçiçek yağı, ekmek, un, makarna, yumurta, tavuk eti fiyatı en çok artan ürünler oldu.
Türkiye, ayçiçek yağının bardakla satıldığını, ucuz ekmek alabilmek için belediyelerin ekmek büfelerinin önündeki Halk Ekmek kuyruklarını gördü. Kiloyla alma devri gram ve tane devrine döndü.
Son bir yılda margarin %114, un ve tavuk %86, ayçiçek yağı %76, süt %72, yoğurt %74, nohut %66, mercimek %61, makarna %60, dana eti %56, ekmek %54, yumurta %47 zamlandı.
GIDANIN FATURASI ZİNCİR MARKET VE STOKÇULARA KESİLDİ
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda fiyatlarının tüm dünyada son 10 yılın zirvesine ulaştığını açıkladı. Yükselen gıda fiyatları yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın gündemi oldu. Ancak
Türkiye’de artan gıda fiyatlarının faturası önce zincir marketlere sonra stokçulara kesildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 büyük zincir marketi işaret ederek “Piyasayı altüst ediyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rekabet Kurulu tarafından zincir marketlere soruşturma açıldı ve 5 büyük zincir markete toplamda 2,7 milyar lira tutarında ceza kesildi. Kesilen cezalar gıda fiyatlarının ateşini düşürmeye yetmedi. Konu zincir marketlerle de kapanmadı.
Cumhurbaşkanı daha sonra gündeme stokçuluk meselesini getirdi ve “Ülkeyi stokçulara mezar edeceğiz” dedi ancak fiyatlar yine düşmedi. Döviz düştü fiyatlar yine düşmedi.
TARIM KÜÇÜLDÜ
Tüm bunlar; tohum, fide, zirai ilaç, gübre özetle girdi maliyetlerinde sürekli artış, akaryakıta art arda yapılan zamlar, enerji krizi ve pandemi tarımsal üretimi çıkmaza soktu.
2021 yılında üretici ve tüketici fiyat farkında makas her geçen gün açıldı. Çiftçinin tarlada zararına sattığı mahsul, ürün markette 4-5 katına ulaştı. Yaşanan bu olumsuzluklar ve acı tablo tarım sektörünün içinde bulunduğu zor durum yılın sonuna doğru büyüme rakamlarında kendini gösterdi.
Yılın birinci ve ikinci çeyreğinde %2,3 büyüme kaydeden tarım sektörü üçüncü çeyrekte %5,9 küçüldü.
İlk iki çeyrekte sınırlı bir büyüme kaydeden tarım sektörü, son çeyrekteki daralmayla birlikte, ilk 9 aylık dönemde yıllık bazda %2,8 küçüldü. Oysa 2020 yılının tamamında gerileyen Türkiye ekonomisine rağmen tarım sektörü %4,8 büyüme kaydetmişti.
TEK EKSİK: MORAL VE MOTİVASYON
Tarım ve Orman Bakanlığı penceresinden bakıldığında 2021 yılı için bambaşka bir tablo ortaya konuldu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çiftçinin yaşadığı sorunlarla gündeme gelmesi dışında söylemleriyle sürekli gündem yarattı ve uzun tartışmalara neden oldu.
Yukarıda özet geçilen tüm sorunlara rağmen Tarım ve Orman Bakanı 2021 yılında “Türk çiftçisinin kazandığını, mutlu olduğunu, zarar etmediğini” sık sık hatırlattı. Üstelik Bakan Pakdemirli’ye göre, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin regülasyon politikası yani yapılan ithalatlar, açılan ihaleler, alım-satım; bunların tamamı Türk çiftçisini hiç üzmedi ve üretici zarar etmedi.
Bekir Pakdemirli sürekli olarak “Üreticilerimizin alın terini asla yere düşürmeyeceğiz” dedi ancak üretici alın terini, hakkını asla alamadı.
Bakan Bekir Pakdemirli’ye göre eksik olan şey “Moral ve motivasyon” olurken 2021 yılı Türk çiftçisi için büsbütün “Çaresizlik yılı” oldu.

