Bağ üretim alanı açısından önemli ülkelerden olan Türkiye’de üzüm üretiminde karşılaşılan ve önemli kayıplara sebep olan bağ mildiyösü (Plasmopara viticola), ılıman ve nemli iklimlerde bağcılığı tehdit etmektedir.
Bağ mildiyö hastalığı, bağ mildiyösü mücadelesi, asma hastalıkları ile mücadele, bağ hastalıkları, bağ mildiyösü tedavisi, bağda mildiyö ve asmada mildiyö hastalığı gibi kavramlar sonuçta aynı noktada toplanacak olup, bu yazımızda hepsi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
BAĞ MİLDİYÖSÜ NEDİR?
Bağcılığın en tehlikeli patojenlerinden biri olarak kabul edilen bağ mildiyö (Plasmopara viticola), 1834 yılında ilk olarak ABD’nin güneydoğusunda görülmüştür. İlk gözlemden sonra bu patojen üzüm üretimini ve verimini olumsuz yönde etkilediğinden, tüm Avrupa ülkelerinde tanıtılmıştır.
Obligat bir parazit olup, hastalığa neden olmaktadır. Hücrelerarası gelişim göstermektedir. 8-10 µm çok çekirdekli miselyum yapıya sahip olup, 4-10 µm yuvarlak emeç (kökü andıran tutunma organı) taşırlar. Bu emeçler sayesinde konukçu hücrenin içinde beslenmelerini sağlamış olup bağ mildiyösü nedir sorumuza da cevap olmuştur.
ASMADA MİLDİYÖ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Asmada mildiyö belirtileri nelerdir sorusunun cevabını verecek olursak; Asmada mildiyö hastalığı veya asmada mantar hastalıkları tüm yeşil yapraklarında görülür. Sürgünler yaklaşık olarak 25 cm’ye ulaştığında yaprak belirtileri görülmeye başlar.
İlk olarak yaprağın üzerinde sarı renkli yağ lekeleri oluşur. Alt kısmında ise beyaz fungal bir örtü vardır. Bu oluşan lekelerin rengi zamanla koyulaşır, kahverengileşir ve bir zaman sonra kuruyup dökülür.
Sürgünler üstünde eliptik lekeler oluşur. Sürgünün kuruması, hastalığın şiddetli olduğunu ifade eder. Çiçekler enfekte olduğunda ise, kısa sürede kahverengi bir hal alıp dökülür ve dolayısıyla seyrek taneli salkımlar meydana gelir. Tanelerin boyutu küçükken hastalığa çok duyarlıdır fakat olgunlaştıkça bu duyarlılıkta azalma meydana gelir. Olgunluk dönemine doğru hastalıklı taneler, su kaybederek buruşur ve buna üzümde mildiyö denir.
BAĞ MİLDİYÖ HASTALIĞI İLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?
Bağ mildiyö hastalığı ile nasıl mücadele edilir, bağ mildiyösü mücadelesi, asma hastalıkları ile mücadele, bağ mildiyö hastalığı ve bağ hastalıkları gibi başlıkların hepsine kısa bir yanıt vermek gerekirse, mücadele yöntemleri kültürel mücadele ve kimyasal mücadele olmak üzere iki başlık altında toplanmaktadır.
MİLDİYÖ İLE KÜLTÜREL MÜCADELE
Mildiyö ile kültürel mücadele adı altında koltuk alma ve budama işlemleri iyi bir şekilde ve zamanında yapılmalı, bulunan yabancı otlar temizlenmeli, bağın altı temiz tutulmalı, gereksiz miktarda sulanmamalı ve yere düşen yapraklar iyice temizlenmelidir. Bu sayede bağ mildiyösü tedavisi kültürel yöntemlerle sağlanmış olmaktadır.
MİLDİYÖ İLE KİMYASAL MÜCADELE
Mildiyö ile kimyasal mücadelede ise tahmin uyarı sisteminin uygulanmadığı yerlerde önlem alınmaya hastalığı görmeden başlanmalıdır. İlk ilaçlama, sürgün uzunluğunun 25-30 cm’ye ulaştığı, günlük ortalama sıcaklık miktarının 18 dereceye uzandığı ve %70-80 civarında nemin olduğu günlerde yapılmalıdır. İkinci ve sonraki ilaçlama içinse, ilaç etki süresi dikkate alınmalı ve hava koşulları kontrol edilmelidir.
BAĞ MİLDİYÖSÜ İLAÇLARI
Mildiyö salgın hastalığı olan bölgelerde en etkili yöntem ilaçlamadır. Fungusun kısa zamanda üreyip yayılma olasılığı olduğundan, koruyucu ilaçlama yöntemi şeklinde ilaçlama sistemi yürütülür. Bakır tuzları, dithiocorbanatlar ve phthalamideler gibi sistemik mildiyö ilaçları olmayan yüzey kimyasalları fungusit olarak etkilidir.
Bu kimyasal türleri zoosporlarının türü yaşam şekillerini engelleyerek etkili olurlar. Fungus ise bu kimyasallara dayanıklılık sağlayamaz. İlaçlarla kaplanmış olan yüzeyleri 7-10 gün arasında korunur. Spesifik bir mildiyö ilacı olan cymoxanil dokuya nüfuz edebilmektedir. Cymoxanil’in esas etkisi enfeksiyonu 2-3 güne kadar tedavi edici özelliğe sahip olmasıdır. 2 fungisit grubu sistemik olarak mildiyöye etkilidir. Bunlar phenylamidler ve fosetyl aleminium adındaki bağ mildiyösü ilaçlarıdır.
Bu bileşiklerin önemli olan 3 avantajı vardır; yağmurla yıkanmazlar, tedavi edici etkileri bulunmaktadır ve atılmalarından sonra oluşan bitki dokularını da korurlar. 14 gün ara ile kullanılabilir. Phenylamidler çok etkili ilaçlardır ve sistemik olmayan en az bir fungusitle beraber yılda en fazla 2-3 kez kullanılmaları önerilir.
Sonuç olarak, Plasmopara viticola’nın sebep olduğu bağ mildiyösü hastalığı asmada görülen en yaygın hastalıklardandır. Son yıllarda Avrupa’da bağ mildiyösü hastalığı görülme sıklığı artmış olup, ürünün kalitesi bu durumdan olumsuz etkilenmektedir.
Mildiyö hastalığı belirtilerinin farkında olup, buna uygun olarak kültürel mücadele ya da kimyasal mücadele yöntemlerini uygulamak, oluşan asmada mantar hastalıklarından ürünün en düşük seviyede etkilenmesini sağlamak açısından önemlidir. Kimyasal mücadele yöntemlerinde kısaca bahsettiğimiz gibi sürgün boyu, hava sıcaklığı ve nem miktarı da bu yöntem için oldukça önem arz etmektedir.
Hastalıkla mücadelede bu duruma daha dayanıklı ve toleranslı asma çeşitlerinin kullanılması olumlu sonuçlar doğurabilmektedir. Bağ mildiyö hastalığı, bağ mildiyösü mücadelesi, asma hastalıkları ile mücadele, bağ hastalıkları, bağ mildiyösü tedavisi, bağda mildiyö ve asmada mildiyö hastalığı gibi yazımızda çokça bahsettiğimiz bu kavramlar, genel başlık altında en önemlileri olup sonuç bölümünde bizi aynı noktaya ulaştıran kavramlar olmuştur.
Ayrıca bağ hastalıkları hakkında daha detaylı bilgi almak için “Bağ Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele” adlı rehberimize göz atabilirsiniz.
Yazan: Şehir Plancısı Elif İrem Demirbaş