Daha Fazla Gör

    Son Yazılar

    TURUNÇGİLLERDE DAL YANIKLIĞI İLE MÜCADELE

    Turunçgillerin anavatanı geniş bir coğrafya olmasına rağmen asıl anavatanı Güneydoğu Asya’dır. Turunçgil yetiştiriciliğinde sıcaklık çok önemlidir. Düşük sıcaklıklar meyve kalitesini ve verimini etkileyen en önemli faktördür.

    Bu sebeple ülkemizde de turunçgil yetiştiriciliği subtropik iklim gösteren alanlarda yapılmaktadır. Özellikle Mersin Silifke ve Erdemli yöresinde en kaliteli portakal ve limon yetiştirilmektedir.

    Turunçgillerde karşılaşılan hastalıklardan bir tanesi de Pseudomonas syringae pv. syringae van hall adlı bakterinin sebep olduğu dal yanıklığı hastalığıdır. Turunçgil dal yanıklığı ve turunçgil yaprak hastalıkları turunçgil yetiştiriciliğinde dikkat edilmesi gereken hastalıklardır. Bu yazımızda turunçgillerde dal yanıklığı ile mücadele ve dal yanıklığı ilaçları nelerdir gibi konulara değineceğiz.

    TURUNÇGİL DAL YANIKLIĞI NEDİR?

    Anavatanı Güneydoğu Asya olan turunçgillerin yetiştiriciliğinde sıcaklık çok önemlidir. Turunçgillerde yayılma alanını etkileyen en önemli faktör düşük sıcaklıklardır. Ülkemizde subtropik iklim özelliği gösteren alanlarda turunçgil yetiştiriciliği yapılmaktadır. Turunçgillerin kökleri yüksek oksijen istediğinden ağır ve havalanmayan topraklarda yetiştiricilik yapılmamalıdır. Bazı olumsuz durum ve koşullar turunçgil yaprak hastalıkları ve turunçgil dal yanıklığı gibi turunçgillerde görülen bazı hastalık ve zararlılara sebep olabilmektedir.

    Kısaca turunçgil dal yanıklığı nedir bakalım. Turunçgil hastalıkları arasında yer alan turunçgillerde dal yanıklığı, Pseudomonas syringae pv. syringae van hall bakterisinin sebep olduğu bir hastalıktır. Minimum 1 °C, maksimum 35 °C ve optimum 28 – 30 °C sıcaklılarda bakteri gelişir. Bakteri serin ve nemli havalarda gelişmektedir. Bu sebeple yaprak saplarında ve genç sürgünlerde enfeksiyonlarını mart- nisan aylarında yapmaktadır.

    DAL YANIKLIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?

    Dal yanıklığı belirtileri, genç sürgünlerde yaprak sapının siyahlaşması, yaprak yüzeyinde esmer ıslağımsı lekelerin oluşması, yaprağın turgorunu kaybetmesi ve orta damar boyunca kıvrılarak aşağı doğru sarkması şeklinde görülür. Soğuktan yanmış gibi zarar yapar ve kısa zamanda sürgünlerin çıplaklaşıp kurumasına sebep olur.

    Dal yanıklığı hastalığının ilerlemiş halinde ise genç sürgünken oluşan siyahlık yaprak sapından dala geçer. Dalda uzunumsu ve oval siyah renkte lekeler görülmektedir. Lekeler zamanla kızıl kahverengiye döner ve yaprak düşer. Eski lekeler çatlayarak kabuk şeklinde daldan ayrılır.

    DAL YANIKLIĞI HANGİ BİTKİLERİ ETKİLER?

    Dal yanıklığı hastalığının genç sürgünlerde ve hastalığın ilerlemiş halinde nasıl göründüğünden bahsettik. Peki dal yanıklığı hangi bitkileri etkilemekte bundan bahsedelim. Dal yanıklığı konukçuları portakal, mandalina ve limondur.

    Ayrıca bakla, mısır, leylak, karakavak, kayısı, dişbudak, söğüt, yonca, fasulye, armut, şeftali, erik, meşe, gül, darı, domates, zakkum, badem ve ceviz de konukçular arasındadır.

    DAL YANIKLIĞI İLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?

    Yanlış gübreleme ve sulama gibi faktörler narenciye dal yanıklığı zararı oluşturabilmektedir. Bitkilerin fazla gübrelenmesi özellikle azotlu gübrelerin aşırı kullanımı hızlı büyümeye yol açabilir. Bu hızlı büyüme genç sürgünlerin zayıflamasına ve dal yanıklığına duyarlı hale gelmesine sebep olabilmektedir.

    Sürekli ve aşırı sulama da kökleri oksijensiz bırakacağından bitkilerin savunma mekanizmaları yavaşlar ve hastalıklara karşı duyarlı hale gelir. Aşırı sulama toprakta su birikmesine sebep olmakta ve bakterinin yayılmasını kolaylaştırmaktadır. Turunçgillerde sulama yapılırken toprak yapısı ve iklim şartları göz önünde bulundurularak sulama yöntemi seçilmelidir. Turunçgiller de uygulanan bazı sulama yöntemlerine bakalım.

    YÜZEY SULAMA

    Basit ve ekonomik olan bu yöntemde toprak yüzeyine su verilerek sulama yapılmaktadır. Sulama suyunun ucuz ve bol olduğu, orta-ağır bünyeli topraklar ile kök boğazından kaynaklanan hastalıklara dayanıklı bitkiler için kullanımı uygundur. Drenaj sorunlarına sebep olabilmektedir.

    YAĞMURLAMA SULAMA

    Yağmurlama sulama, yeterli miktarda suyun bulunmadığı yüzey sulamanın yapılamadığı ve yer şekilleri açısından bozuk alanlarda uygulanan yöntemdir. Toprakta çoraklaşma ve yapraklarda yanma meydana getirebileceğinden dolayı çok tuzlu ve kireçli sular kullanılmamalıdır.

    DAMLAMA SULAMA

    Yağmurlama sulamada bahsettiğimiz gibi çok tuzlu ve kireçli sulardan kaçınılmalıdır. İlk tesis masrafı yüksektir fakat sonrasında işçilik gideri azdır. Araştırmalarda sulama döneminde turunçgil fidanları günlük 8-12 litre, orta büyüklükteki ağaçlarda 40-60 litre ve gelişmiş ağaçlarda 100- 200 litre su ihtiyacı olduğu belirlenmiştir. Damlama sulamanın suyuna gübre karıştırarak gübreleme de yapılabilmektedir. Damlatıcıların yerlerinin sık sık değiştirilmesine dikkat edilmelidir. Uzun süre aynı yerde kalan damlatıcının bulunduğu yerde kök toplulaşması olmaktadır. Aynı zamanda kuru yerdeki kökler de zayıflamaktadır.

    TOPRAKALTI SULAMASI

    Ülkemizde kullanılmayan bu yöntem toprak ıslahı ve en az sudan en fazla yarar için genellikle çöl karakteri gösteren ülkelerde kullanılmaktadır. Yöntemde suyu toprağın altına verebilmek için kök bölgesine delikli borular yerleştirilmektedir. Bu yöntemle buharlaşma ile oluşan su kaybı önlenmiş olur.

    Turunçgil dal yanıklığı önlemleri olarak sulamaya ve gübrelemeye dikkat edilmesi gerektiğinden bahsettik. Peki dal yanıklığı ile mücadele konusunda kimyasal ve kültürel mücadele nasıl yapılır bunlara bakalım.

    KÜLTÜREL MÜCADELE

    Budama işlemleri, sulama ve gübreleme zamanında yapılmalıdır. Hâkim rüzgarlara karşı turunçgil bahçeleri rüzgâr kıran ağaçlar yardımı ile korunmalıdır. Hastalık bulaşmış olan dallar kesilip yakılmalıdır. Budama işlemleri yapılırken kullanılan aletler her seferinde çamaşır suyu (%10’luk sodyum hipoklorite) ile dezenfekte edilmelidir. Suyu fazla tutan topraklarda drenaj kanalları açılmalıdır. Ve son olarak kültürel mücadele kapsamında yeni kurulacak turunçgil bahçelerinde üçgen usulü dikim gerçekleştirilmelidir.

    KİMYASAL MÜCADELE

    Kültürel mücadeleden bahsettik turunçgil kimyasal mücadele konusunda ne yapılmalıdır buna bakalım. Kimyasal mücadeleye hasat sonrası kuru dalların temizlenmesiyle başlanır. Uygun doz ve miktarda ilaçlama yapılır.

    DAL YANIKLIĞI İLAÇLARI

    Kimyasal mücadelede dal yanıklığı ilaçları olarak uygun zaman ve miktarda bakırlı preparatlar kullanılabilir. Uygun zamanı, ruhsatlı ilaçları ve hangi ilacın hangi hastalık için kullanılması gerektiğine Tarım ve Orman bakanlığının bitki koruma ürünleri sayfasından bakarak bilgi edinebilirsiniz.

    Dünyada ve ülkemizde önemli oranlarda yetiştiriciliği yapılan turunçgillerin, dal yanıklığı ve turunçgil yaprak hastalıkları gibi hastalık ve zararlılardan korunması çok önemlidir. Bu yazımızda Pseudomonas syringae pv. syringae van hall adlı bakterinin sebep olduğu dal yanıklığı hastalığında dal yanıklığı ile mücadele nasıl yapılır dal yanıklığı ilaçları nelerdir bunlardan bahsettik.

    Hastalık ve zararlıların erken zamanda teşhisi ve zamanında yapılacak müdahaleler son derece önemlidir. Kullanılacak ilaçlar gerekli olan dozu aşmayacak şekilde ve doğru zamanlarda kullanılmalıdır.

    Ayrıca başka bir turunçgil hastalığı olan yeşillenme hakkında daha fazla bilgi için “Turunçgillerde Yeşillenme Hastalığı Nedir?” adlı içeriğimize de göz atabilirsiniz.

    Yazan: Ziraat Mühendisi Aslı Nur Kasa

    Son Yazılar

    spot_img

    Önerilen Yazılar

    ×
    ×