Yıllardır konuşuyoruz.
Süt sektörünün kanayan yarası da diyebiliriz.
Sütünü alırım ama bir şartla;
Nedir o diye sorunca:
Yemi benden alacaksın.
Neden sorusunu sorduğunuzda cevabı yok. Öyle…
Peki ya almazsam?
O zaman sütünü almam.
Ne yapacak o zaman üretici. Mecburen yemi alacak fakat piyasa fiyatının üstünde!
Örneğin piyasada 19 protein yemin bir çuvalı 700-800 lira bandındaysa, sütü alan satıyor 900 ila bin liraya.
Ne yapsın üretici mecburen susuyor. Çünkü süt bu bekletemez ki günlerce.
Birkaç saat içinde bozulma başlar. O zaman dök çöpe gitsin. Kim ister ki emeğini çöpe dökmek.
Kimler konuşmadı ki bu konuyu. Bakanlığa kadar taşıdı sektör temsilcileri.
Sencer Solakoğlu defalarca “bu zorbalık üreticiyi mağdur ediyor” diye bas bas bağırdı ama duyan olmadı.
Süt üreticisi isyan etti, batıyoruz dedi ama kimse oralı olmadı.
Taaki yakın zamana kadar.
Rekabet Kurulu bir açıklama yaptı. Ve adeta süt üreticisinin yüreğine su serpti.
39 süt firmasına çiğ süt tedarik ettikleri hayvancılık işletmelerini “süt karşılığı yem” dayatması yoluyla baskı altına aldıkları gerekçesiyle Rekabet Kurumu tarafından soruşturma açıldı.
Hem sivil toplum kuruluşu temsilcileri hem de üreticiler alınan soruşturma kararına destek çıktı.
Bu haftaki dosya konumuzu bu başlığa ayırdım.
Önce Rekabet Kurulu’nun açıklamasıyla başlayalım sonrasında kim hangi tepkiyi gösterdi ona bakalım.
SÜT KARŞILIĞI YEM DAYATMASINA SORUŞTURMA
Çiğ süt fiyatı revize edilecek mi, tip sözleşmelere uyulacak mı tartışmaları sürerken Rekabet Kurulu, 39 süt firması hakkında “Süt Karşılığı Yem Uygulamasına Yönelik Soruşturma” başlattı. O firmalar arasında Türkiye’nin yakından tanıdığı ve günlük binlerce ton süt işleme kapasitesine sahip firmaların yer alması dikkat çekti.
Rekabet Kurumu’ndan yapılan açıklamada, “Süt ve süt ürünleri üretimi ve satışı faaliyeti ile iştigal eden bazı teşebbüslerin, çiğ süt satın aldıkları hayvancılık işletmelerini süt karşılığı yem uygulaması aracılığıyla baskı altına almak suretiyle Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri iddiasına yönelik olarak yürütülen ön araştırma Rekabet Kurulunca karara bağlandı” ifadelerine yer vererek soruşturma açıldığı belirtildi.
Yapılan açıklamada; Nihai karara kadar yapılacak süt karşılığı yem uygulaması kapsamında üreticilere miktar ve/veya marka zorlamasının yapılmamasına ve Çiğ Süt Üretim Sözleşmesi’nde yer alan ilgili hükümlerin uygulanmasına yönelik geçici tedbir kararı alınmasına uymaları istendi. Yem dayatmasına devam eden firmalara cezai işlem uygulanacağı da paylaşıldı.
Alınan bu karar süt sanayicisini şoke ederken, üretici ve sektör temsilcilerine ise adeta “ohhh be” dedirtti. Gelin önce sektörün en önemli çatı kuruluşu TÜSEDAD’ın görüşlerine bir bakalım.
TÜSEDAD’DAN “SORUŞTURMA” AÇIKLAMASI
TÜSEDAD, Başkan Müslüm Doğru imzasıyla paylaşılan açıklamada, kurumun Temmuz ayında görüşmeye çağrıldığı ve bu dayatma hakkında görüşlerinin alındığı,
alınan geçici tedbir kararlarının hem üreticiyi hem de rekabeti koruyacağını belirterek çiğ süt üretim sözleşmesinin önemine dikkat çekti.
Rekabet Kurumu’nun kararları, yalnızca üreticilerin mağduriyetini önlemekle kalmayacak, piyasada etik davranan sanayicilerin de haksız rekabet baskısından korunmasına katkı sağlayacaktır denilen açıklamada, Türkiye genelinde tüm üreticiler, birlikler, kooperatifler ve sanayiciler için geçerli olan sözleşme, ilk kez 2023/8 sayılı Tebliğ ile uygulamaya konuldu, 2024–2026 destek kararlarıyla da güncellendi. Tarafların imzalamasıyla yürürlüğe giren tip sözleşme; fiyat, ödeme vadeleri, prim uygulamaları, yem paritesi ve uyuşmazlık çözüm yollarını ayrıntılı şekilde belirliyor ifadeleri kullanıldı.
Görüşü en çok merak edilenlerden biri de önceki dönem TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu. Sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunan Solakoğlu, bu dayatmanın bir zorbalık olduğunu söyledi.
SÜT ÜRETİCİSİNE ZULMEDENLER HESAP VERECEK
Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sencer Solakoğlu, süt üreticisinin yıllardır yem dayatmasıyla sömürüldüğünü söyledi.
Üreticiye “Bu yemi almazsan sütünü almam” diyerek baskı kurdular diyen Solakoğlu; Yemden kazandılar, sütü ucuza alıp karlarını artırdılar. Bölgeleri, toplayıcıları, bazı örgüt liderlerini kendi sistemlerine kattılar. Üretici ezildi, susturuldu, tehdit edildi.
Ancak biz susmadık. Anlattık, mücadele ettik. Ve Rekabet Kurumu nihayet bu karanlık düzeni ortaya çıkardı!
Bursa Birlik olarak dava açtık. Dava sürüyor, ama karşı taraf kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor. Çünkü haksızlar. Ve bu iş burada bitmeyecek dedi.
Bazı kooperatif yöneticileri bu düzene destek verdi. Ama üreticinin alın teriyle oynayan herkes bir gün hesap verecek diyen Sencer Solakoğlu, Biz söz verdik: Üreticinin hakkını sonuna kadar savunacağız! Rekabet Kurumu’na ve emeği geçen herkese üreticiler adına teşekkür ediyorum. Bu mücadele, emeğiyle geçinen her üretici içindir ifadelerine yer verdi.
Konuyu hayvancılık uzmanı Eşref Şekerliye’de sordum. Yem dayatması hayvancılığı sanayiye bağımlı hale getiriyor yanıtını verdi ve devam etti.
YEM DAYATMASI HAYVANCILIĞI SANAYİYE BAĞIMLI HALE GETİRİYOR
Tarım ve hayvancılık uzmanı Eşref Şekerli, süt karşılığı yem uygulamasının sektöre zarar verdiğini söyledi.
Şekerli, bazı üreticilerin kendi yemlerini üretmesinin hayvancılık kültürünün bir parçası olduğunu belirterek, “Kendi yeminizi yapmak bağımsızlıktır. Yem-süt takası yaygınlaşırsa bu kültür yok olur, üretici tamamen sanayiye bağımlı hale gelir” dedi.
Bu sistemde sanayicilerin hem sütten hem yemden kazandığını vurgulayan Şekerli, “Bu ticari ahlaka sığmaz” ifadelerini kullandı.
Eşref Şekerli, “Eğer fabrikaların amacı gerçekten süt kalitesini artırmaksa, bu ayrı bir konu. Ancak asıl amaç üreticiyi kendine bağımlı hale getirmekse, bu büyük bir sorundur” diye konuştu.
Peki süt üreticileri rekabet kurulunun bu kararını nasıl yorumluyor ?
REKABET KURUMU’NUN KARARI KÜÇÜK ÜRETİCİYİ RAHATLATACAK
Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Tunca, büyük süt firmalarının üreticiden sütü ucuza alıp, yem alımını zorunlu tutarak ek kazanç sağladığını söyledi, Sütünü alırım ama yemi benden almak zorundasın” dayatması üreticiyi zorluyor dedi.
Rekabet Kurumu’nun bu uygulamayı yasaklaması üreticiler için önemli bir adım diyen Tunca, üreticilerin daha ucuza yem alabileceği halde zorunlu dayatma yüzünden pahalı yem almak zorunda kaldığını belirtti.
Küçük üreticilerin hayvancılıkla köylerin ayakta kaldığını hatırlatan Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Tunca, “Bu dayatma sona ermeli, mücadelemiz sürecek” dedi.
ÜRETİCİ ÇİZMEYİ ÇIKARDIĞI ZAMAN BİR DAHA GİYMEZ
Bursa Mustafakemalpaşalı süt üreticisi Hüseyin Ceylan da süt firmalarının “Yem almazsan sütünü almam” diyerek baskı yaptığını söyledi.
Bu uygulamanın üreticiyi yıldırdığını belirten Ceylan, “Bir üretici bana ‘Bu çizmeyi çıkarırsam bir daha giymem’ dedi. Herkes hayvancılığı bırakma noktasında” diye konuştu.
Üreticilerin pazarlık yapma hakkı yok, firmalar hangi yemi gönderirse onu almak zorundalar. Oysa dışarıdan daha ucuza almak mümkün diyen Hüseyin Ceylan, yem maliyetinin çok yüksek olduğunu ve Rekabet Kurulu’nun kararlarını umutla beklediklerini söyledi.
SÜTÇÜLERE YEM SORUŞTURMASI
Konuyu Agro Tv ile Günaydın haber bültenimde değerlendiren tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım ise Rekabet Kurumu, üreticilere yem dayatmasında bulunduğu tespit edilen 39 süt şirketi hakkında yeni bir soruşturma başlattı. Üreticilere yönelik, “Yemimi almazsan sütünü almam” şeklindeki uygulamalar rekabet ihlali olarak değerlendiriliyor dedi.
Bu gelişme, kurumun sektördeki ilk adımı değil diyen Ali Ekber Yıldırım, 8 Mayıs 2025’te Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ile 39 süt alım firmasına, 3 yem üreticisi ve 13 süt ürünleri şirketi hakkında da benzer gerekçelerle soruşturma açılmıştı.
Ayrıca Ticaret Bakanlığı, 8 Temmuz 2025’te 4 büyük süt firmasına toplam 58,3 milyon TL ceza kesmişti. Yeni soruşturma, üretici lehine alınan önlemlerin devamı olarak görülüyor değerlendirmesinde bulundu.
SON SÖZ
Üretici yıllardır susmak zorunda kaldı. Çünkü sütü bozulur, emeği ziyan olur, geçimi tehlikeye girer diye korktu. Bu sessizlikten sanayici faydalandı hem sütten kazandı hem de yemden. Üstelik bunu üreticinin çaresizliğini silah gibi kullanarak yaptı. Şimdi ilk kez bir kurum, bu adaletsizliğe “dur” dedi. Üretici sadece adalet istemiyor; emeğine saygı, alın terine değer istiyor.
Görünen o ki yem dayatması bitmeden bu mücadele de bitmeyecek.
Hazırlayan Gazeteci Taner Öztürk